Bilişsel Esnekliğin Psikolojik Sağlamlığa Etkisi-Özlem Mungan
İnsanlar yaşamları boyunca birçok olumsuz deneyimle karşılaşabilirler. Bu
olumsuzluklar karşısında bazı insanlar yaşamlarına yeniden adapte olabilirken; bazı insanlar
için bu adaptasyon süreci daha uzun ve zor olabilmektedir. Hatta aynı olaylar karşısında iki
insanın verdiği tepkiler de farklılaşabilmekte. Örneğin, global olarak yaşamış olduğumuz
korona pandemisi süresince kayıplar, hastalıklar başta olmak üzere birçok olumsuz deneyim
yaşandı. Kimi insan, bu deneyim sonucunda sahip olduğu negatif hisler ile daha uyumlu baş
edebilirken, kimi insan ise baş etmekte oldukça zorlandı. Peki, baş edebilenler nasıl oldu da
baş edebildi? Bu noktada baş edebilme becerisini “psikolojik sağlamlık” kavramı ile
ilişkilendirebiliriz. Literatürde psikolojik sağlamlığın kesin bir tanımı bulunmamakla birlikte,
mevcut tanımlar genellikle zorlukların üstesinden gelebilmeyi, bir stresörle karşılaştıktan
sonra bireyin kendi içindeki “normal durumuna” geri dönebilmeyi, zorluklara uyum
sağlayabilmeyi veya bunları aşmak için kullanılan düzenleme sistemlerini içerir ve eğer kişi
olumsuz bir durum anında veya sonrasında tekrardan hayatına uyum sağlayabiliyorsa bu
kişiye “sağlam kişi” denir. Peki bu insanları daha “sağlam” yapan faktörler nelerdir? Aslında
sağlamlığa ilişkin pek çok faktör vardır ve bunlara "sağlamlılık faktörleri" denir. Bu faktörler;
bireysel faktörler, çevresel faktörler ve çevresel ve bireysel faktörlerin ilişkisinden
oluşmaktadır. Bireyi, karşılaştığı stresli durumların olumsuz etkilerine karşı koruyan
kaynakları temsil ederler. Bireysel faktörler; kişilik özellikleri, öz saygı, zeka, problem odaklı
başa çıkma stratejileri, iç kontrol, hedef odaklı olma ve bilişsel değerlendirmeleri içerirken;
çevresel faktörler çoğunlukla sosyal destek ve olumlu ebeveynlik niteliklerine
odaklanmaktadır.
2022- 2023 döneminde yapmış olduğum deneysel araştırmada psikolojik sağlamlığın
bilişsel perspektife göre ele alınması hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda 80 yetişkinden 3
farklı deney uygulamaları ile veri toplanmıştır. Yapılan deneysel araştırma sonucuna göre,
kişisel özellikler ve öz-yeterlik kavramlarının yanı sıra, özellikle bilişsel esnekliğin
psikolojik sağlamlık ile anlamlı bir ilişkisi olduğu görülmüştür. Daha açık bir ifadeyle,
bilişsel esnekliği yüksek bireyler, olumsuz bir deneyim sonrasında daha hızlı toparlanıyor
ve normal duygusal durumlarına daha kolay dönüyorlar.
Bilişsel esneklik kavramı, kişinin mevcut bilgiyi yeniden düzenleyebilme ve var olan
durum karşısında değiştirebilme yeteneği olarak tanımlanmıştır. Bilişsel esneklik aynı
zamanda bireyin dikkatini görevler arası geçişlerde de sürdürebilme yeteneğini temsil eder.
2019 yılında yapılmış bir çalışmada (Ram ve diğerleri, 2019), bilişsel esneklik ile psikolojik
sağlamlık arasındaki çift yönlü ilişkinin (iki tarafında birbirini besliyor olma hali) bireyin
problem çözme ve karar verme becerileri üzerinde güçlendirici etki sağladığı görülmüştür.
2015 yılında yapılmış başka bir çalışma, yüksek riskli bölgelerde yaşayan ergenlere yönelik
geliştirilen bir program ile yürütücü işlevleri geliştirerek, psikolojik sağlamlığı arttırmayı
amaçlamıştır (Wenzel ve Gunnar 2015). Bu program sonunda, bu bölgelerde yüksek strese
maruz kalmış ancak daha yüksek yürütücü işlev performansı geliştiren ergenlerin,
geliştirmeyenlere göre maruz kaldığı strese karşı duygu toleransının daha yüksek olduğu
belirlenmiştir.
Peki tüm bu sonuçlar bize ne söylüyor?
Sonuç olarak, benzer şekilde bizim sonucumuz ışığında da altını çizebiliriz ki olumsuz
durumlar karşısında baş etme mekanizması geliştirebilmek, sonrasında daha uyumlu bir süreç
geçirebilmek, psikolojik iyilik halini sağlamak bütünsel bir süreçtir. Yürütücü işlevler
özellikle bilişsel esneklik gibi değerlendirmeler de göz önüne alınmalı ve desteklenmelidir.
Aileler bilişsel esnekliği nasıl destekleyebilirler?
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, bilişsel esneklik, yaşla birlikte, prefrontal
korteksin (ön lob) gelişmesi ile de artmaktadır. Bunun dışında ebeveynlere, günlük hayat
içinde de bu beceriyi destekleyebilecek bazı öneriler verebilirim. Bu öneriler,
– Zaman zaman çocuğun döngüsünde değişiklikler yapın.
– Olaylar karşısında farklı çözüm yolları üretmesini destekleyin. Örneğin, bir hikaye
kitabında olay örgüsü için farklı bir son bulmasını ya da hikayenin içeriğini
değiştirmesini isteyebilirsiniz.
– Stresli durumlar karşısında, üretebileceği tüm çözüm yollarını kendisinin
sıralamasını sağlayıp, zorlandığı noktada o çözüm yollarını siz de onun için
sıralayarak farklı seçeneklerinde olabileceğini ona fark ettirin.
– Israrcı olduğu durumlar karşısında ona seçenekler sunun. Böylece hem düşünce
sisteminde esneklik sağlayıp hem de daha uyumlu sınırlar çizebilirsiniz.
Uzman Psikolog
Özlem MUNGAN
Kaynakçalar:
MUNGAN, Ozlem. The Relatıonships of Executive Functıons with Cognıtive Emotıon
Regulation Strategies and Psychologıcal Resilience. Master’s thesis, Cankaya University, 2023.
RAM Dushad, CHANDRAN Suhas, SADAR Aarsha and GOWDAPPA Basavana (2019),
“Correlation of Cognitive Resilience, Cognitive Flexibility and Impulsivity in Attempted Suicide”,
Indian journal of psychological medicine, Vol. 41, No. 4, pp. 362-367.
WENZEL Amanda J. and GUNNAR Megan R. (2013). Protective Role of Executive Function
Skills in High-Risk Environments. In J. B. Morton (Ed.), Encyclopedia on Early Childhood
Development: Executive Functions. Centre of Excellence for Early Childhood Development. USA.
http://www.childencyclopedia.com/sites/default/files/dossiers-complets/en/executivefunctions.pdf.
Accessed 25 November 2014.